Borçlu ödeme yapmadığında “temerrüt” oluşuyor; alacaklılar ise kanun çerçevesinde çeşitli yollarla haklarını kullanabiliyor.
Bir borcun ödenmemesi durumunda alacaklı, borçluyu yazılı olarak uyarabilir. Bu durum, Türk Borçlar Kanunu’nda “borçlu temerrüdü” olarak adlandırılıyor. Temerrüt, sadece ödeme gününün geçmesiyle ortaya çıkmıyor; alacaklının gerekli bildirimleri yapması gerekiyor.
Temerrüt Nasıl Oluşur?
Türk Borçlar Kanunu’nun 117. maddesine göre:
- Borçlu, vadesi gelmiş bir borcu ödemediğinde, alacaklı ihtarda bulunduğunda temerrüde düşer.
- Ödeme günü, tarafların belirlediği bir tarih veya sözleşmede saklı haklara göre tespit edildiyse, bu tarih geçtikten sonra temerrüt söz konusu olur.
- Bazı özel durumlarda (örneğin haksız fiil veya sebepsiz zenginleşme), temerrüt farklı tarihlerde oluşabilir; fakat kişi iyi niyetliyse bildirim yapılması gerekir.
Alacaklının Hakları
Temerrüt durumunda alacaklı, kanunda belirtilen yollarla hakkını arayabilir. Bu yollar seçimlik olarak düzenlenmiş olup, alacaklı hangi adımı atacağını kendisi belirleyebilir.
Ekonomik Dalgalanmalar ve İzmir’deki Durum
Av. M. Veysel Eke, ekonomik dalgalanmaların borçlu temerrütlerini artırdığını vurguluyor:
“Ekonomik dalgalanmalardan dolayı İzmir gibi ticaret şehirleri başta olmak üzere Türkiye’nin tamamında icra dosyalarının sayılarında artış yaşanıyor. Bu bağlamda çek, garanti bir ödeme yöntemi olarak görülürken artık çekler dahi tahsilatta temerrüde düşebiliyor. Vadeli çek ile ticaretlerini sürdüren borçluların temerrüde düşmesinde ve icra takibine maruz kalmasında ciddi bir artış var. Buna bağlı olarak icra ceza mahkemesinde görülen karşılıksız çek keşide etme davalarının sayısı da yükseliyor. Dolayısıyla, bu süreçlerde özellikle icra takiplerinde ve borçlanmalarda profesyonel hukuki destek almak şart oluyor.”